Belçika’da erkek çocuk sünneti tartışması: “Geri dönüşsüz sakatlama” iddiasıyla dava açıldı
RAFA adlı sivil toplum örgütü ve seksolog Goedele Liekens’in öncülüğünde tıbbi gerekçesi olmayan erkek çocuk sünnetlerine karşı savcılığa suç duyurusunda bulundu. 2023’te 25 binden fazla çocuğun sünnet edildiği Belçika’da, işlem “çocuk hakları ihlali” olarak tartışılıyor.
Belçika’da erkek çocuk sünneti tartışması: “Geri dönüşsüz sakatlama” iddiasıyla dava açıldı
RAFA adlı sivil toplum örgütü ve seksolog Goedele Liekens’in öncülüğünde tıbbi gerekçesi olmayan erkek çocuk sünnetlerine karşı savcılığa suç duyurusunda bulundu. 2023’te 25 binden fazla çocuğun sünnet edildiği Belçika’da, işlem “çocuk hakları ihlali” olarak tartışılıyor.
Belçika’da erkek çocuk sünneti, tıbbi değil kültürel veya dini nedenlerle yapıldığında “çocuk hakları ihlali” olup olmadığı yönündeki tartışmalar yeniden alevlendi. RAFA (Haklar ve Özgürlükler Her Zaman) adlı sivil toplum örgütü, seksolog ve milletvekili Goedele Liekens ile sanatçı Jan de Zutter gibi isimlerin desteğiyle federal savcılığa kapsamlı bir suç duyurusunda bulundu.
Avrupa’da En Yüksek Sünnet Oranlarından Biri
Resmi RIZIV (Ulusal Sağlık ve Hastalık Sigortası Kurumu) verilerine göre, 2023 yılında Belçika’da 25.714 erkek çocuk sünnet edildi. Bu sayı, ülkeyi Avrupa genelinde sünnet oranı en yüksek ilk dört ülke arasına taşıyor.
Yetkililer, işlemlerin yzde 99’unun tıbbi değil, dini veya kültürel gerekçelerle yapıldığını, çoğunun da 5 yaş altındaki çocukları kapsadığını belirtiyor.
“Çocuğun Rızası Olmadan Geri Dönüşsüz Müdahale”
Open VLD milletvekili ve seksolog Goedele Liekens, yaptığı açıklamada, “Belçika, Avrupa’da sünneti sosyal güvence kapsamında geri ödeyen tek ülke. Bu durum 2026’da değişecek olsa da, çocukların bedensel bütünlüğü hâlâ korunmuyor” dedi. Liekens, sünneti “çocuğun kendi rızası olmadan yapılan, geri dönüşü olmayan bir sakatlama” olarak nitelendirdi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne açıkça aykırı olduğunu savundu.
“Kayıt Dışı ve Riskli Uygulamalar Artıyor”
RAFA tarafından hazırlanan suç duyurusunda, “küçüklere yönelik kasıtlı yaralama” ve “yetkisiz tıp uygulaması” suçlamalarına yer verildi. Örgüt, resmi istatistiklerin buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu, çok sayıda sünnetin kayıt dışı koşullarda ve steril olmayan ortamlarda yapıldığını öne sürdü. RAFA sözcüsü, “Bu sadece sağlık değil, aynı zamanda çocuk güvenliği sorunudur” diyerek geniş çaplı bir yargısal soruşturma talep etti.
Kız ve Erkek Çocuklar Arasında Eşitlik Çağrısı
RAFA, kız çocuklarının sünnet edilmesinin yasaklandığını hatırlatarak, erkek çocuklar için de aynı yasal korumanın getirilmesi gerektiğini savunuyor. Örgütü temsilen konuşan avukat Walter Van Steenbrugge, “Bu işlem işkence ve sakatlamadır. Cinsiyete dayalı farklı muamele çağ dışıdır. Kız ve erkek çocuklar arasında yasal eşitlik sağlanmalıdır” dedi.
Tıp Dünyasından Uyarılar
Ürolog Prof. Piet Hoebeke, tıbbi gerekliliği olmayan sünnetlerin ciddi komplikasyon riski taşıdığını vurguladı. Hoebeke, “Her yıl yaklaşık 25 çocuk ciddi komplikasyonlar yaşıyor. Sünnetin bilimsel olarak kanıtlanmış bir faydası yok. Üstelik alınan doku, cinsel duyarlılıkla ilgili önemli sinirleri içeriyor” ifadelerini kullandı.
Dini Toplumlarda Tepki: “İnanç Özgürlüğü Saldırı Altında”
Suç duyurusu, sünneti dini bir vecibe olarak gören Müslüman ve Yahudi topluluklarında tepkiyle karşılandı. Topluluk temsilcileri, uygulamanın inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak RAFA, “dini gerekçelerin çocukların bedensel haklarını ihlal etmemesi gerektiğini” belirtiyor. Tartışma, önümüzdeki aylarda hem hukuki hem toplumsal düzeyde Belçika’nın gündemini meşgul edecek gibi görünüyor.
Halil Uygun

