Belçika Hükümeti, Samidoun’u hedef alan yeni yasayı onayladı
Belçika’da federal hükümet, “aşırıcı ve nefret yayan örgütleri” yasaklamayı mümkün kılan bir yasa tasarısını onayladı. Başbakan Bart De Wever (N-VA), tartışmalı Filistin yanlısı örgüt Samidoun’u örnek göstererek, “terör örgütlerini yücelten yapılar için özgürlük alanı kalmamalı” dedi. Samidoun’un Avrupa koordinatörü ise bu suçlamaları reddediyor ve “Bu ifade özgürlüğüne bir saldırıdır” diyor.

Belçika Hükümeti, Samidoun’u hedef alan yeni yasayı onayladı
Belçika’da federal hükümet, “aşırıcı ve nefret yayan örgütleri” yasaklamayı mümkün kılan bir yasa tasarısını onayladı. Başbakan Bart De Wever (N-VA), tartışmalı Filistin yanlısı örgüt Samidoun’u örnek göstererek, “terör örgütlerini yücelten yapılar için özgürlük alanı kalmamalı” dedi. Samidoun’un Avrupa koordinatörü ise bu suçlamaları reddediyor ve “Bu ifade özgürlüğüne bir saldırıdır” diyor.
Yeni yasa ne getiriyor?
Onaylanan yasa, Belçika İçişleri Bakanı’na, istihbarat servisleri (Staatsveiligheid) veya Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu (OCAD) tavsiyesiyle, bazı örgütleri tek taraflı olarak kapatma ve faaliyetlerini yasaklama yetkisi veriyor.
-
Bu kapsamda örgütlerin lokallerine mühür vurulabilecek,
-
Mali varlıkları dondurulabilecek,
-
Tüzel kişilikleri feshedilebilecek.
Ayrıca, Adalet ve Savunma bakanlarının onayıyla bir örgütün faaliyetlerinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulması da mümkün olacak. Hükümet, “Bu yasaklara karşı yargı yolunun her zaman açık olduğunu” özellikle vurguluyor.
Hedefteki isim: Samidoun
Başbakan Bart De Wever, Meclis’teki tartışmada özellikle Samidoun’u gündeme getirdi. Samidoun, Filistin yanlısı çizgisiyle tanınan, sık sık sokak eylemleri düzenleyen ve Filistinli siyasi mahkûmlara destek veren uluslararası bir ağ. Ancak örgüt:
-
Hamas ve PFLP gibi Avrupa Birliği’nin terör listesinde bulunan gruplarla arasına mesafe koymamakla,
-
İsrail devletinin tamamen kaldırılmasını savunmakla,
-
“İki devletli çözümü reddetmekle” suçlanıyor.
De Wever: “Samidoun gibi yapılar terör örgütlerini ve onların vahşetlerini yüceltiyor. Yasalarımızdaki boşluklardan faydalanarak şiddete doğrudan çağrı yapmadan nefret tohumlarını yayıyorlar. Artık buna izin veremeyiz.”
Samidoun ne diyor?
Samidoun’un Avrupa koordinatörü Mohammed Khatib, VRT NWS’e yaptığı açıklamada suçlamaları reddetti: “Ne Belçika’da ne başka bir ülkede suç işledik. Buna rağmen hedef alınıyoruz. Bu ifade özgürlüğüne açık bir saldırı. Bizi neden örnek gösteriyorlar? Çünkü Gazze’deki soykırıma ve aç bırakma politikalarına karşı çıkıyoruz.”
Khatib, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından arandığını hatırlatarak, “Aranması gereken ben değilim” dedi.
Almanya ve Hollanda’da yasaklandı, Belçika’da sırada mı?
Samidoun, Almanya’da daha önce yasaklanmıştı. Hollanda da örgütle bağlantılı etkinlikleri sınırlamak için girişimlerde bulunmuş, Khatib’in geçen yıl Nijmegen’de vereceği bir konferansa girişine izin vermemişti. İsrail hükümeti ise 2021’den bu yana Samidoun’u “terör örgütü” olarak tanımlıyor ve Belçika’ya resmi yazılar göndererek yasaklamasını talep ediyor. Belçika’da da sağ partiler (N-VA, Vlaams Belang) ve MR içindeki bazı isimler (örneğin Denis Ducarme) uzun süredir Samidoun’un yasaklanması gerektiğini savunuyor. N-VA’lı milletvekili Theo Francken, Khatib’i doğrudan hedef alarak, “hapiste olmalı” ifadelerini kullanmıştı.
Samidoun’un kimliği ve ideolojisi
Khatib’in anlatımına göre Samidoun, 2010’da Filistinli siyasi mahkûmlar için kurulmuş uluslararası bir dayanışma ağı. Resmî bir üyelik sistemi ya da ofisleri yok, finansman gönüllü bağışlarla sağlanıyor. Khatib, Lübnan’daki bir mülteci kampında doğmuş, yıllar süren mücadele sonrası Belçika’da siyasi sığınmacı statüsü almış. Örgütün hedefi ise Filistin’i “nehirden denize” (Ürdün Nehri’nden Akdeniz’e) kapsayan bir coğrafyada, herkesin eşit haklara sahip olduğu tek bir devlet hâline getirmek. “Bu, İsrail devletinin mevcut yapısıyla sona ermesi anlamına geliyor. Askerî ve koloniyal yapılara son vermek gerekiyor” diyor Khatib.
“Şiddet meşrudur” tartışması
Khatib, Filistinlilerin işgal altındaki toprakları korumak için silah kullanma hakkı olduğunu savunuyor: “Her gün daha fazla toprak işgal ediliyor. Bu yasa dışıdır. Filistin halkının buna karşı silahlanma hakkı vardır.”
7 Ekim 2023’te Hamas’ın düzenlediği saldırıyı da, “1948’den beri süren sömürgeciliğe karşı verilen meşru bir tepki”
olarak nitelendiriyor. Bu ifadeler, hükümet ve İsrail yanlısı çevreler tarafından “terörü meşrulaştırmak” şeklinde yorumlanıyor.
AB ve Belçika’da yankıları
Yeni yasa, sadece Samidoun’u değil, diğer radikal hareketleri de hedef alabilir. Temmuz başında sızan bir OCAD raporunda, bazı çevre ve Filistin yanlısı grupların radikalleşme eğilimleri uyarısıyla birlikte, Stop Arming Israel gibi aktivist gruplar da mercek altına alınmıştı. Bu yasa yürürlüğe girerse, Belçika’da örgüt kapatmanın önü açılacak. Ancak insan hakları savunucuları ve sivil toplum, “ifade özgürlüğünün kısıtlanması” ve “siyasi baskı” endişesi taşıyor.
Samidoun etrafındaki tartışma, Belçika’nın İsrail-Filistin meselesine yaklaşımında yeni bir döneme işaret ediyor. Hükümet, “aşırılıkla mücadele” gerekçesiyle adım atarken; Samidoun ve destekçileri bunun bir susturma ve sindirme çabası olduğunu savunuyor. Önümüzdeki aylarda yargı süreçleri ve olası yasak kararları, Belçika’daki ifade özgürlüğü ve güvenlik dengesi tartışmalarını daha da alevlendirecek gibi görünüyor.
Halil Uygun