ÖZEL HABER | Belçika Müslüman Temsil sisteminde derin kriz: “Demokratik katılım değil, güç siyaseti kazandı”


Yeni Müslüman Konseyi'nin başkanı Esma Uçan istifa etti. Ardında, devletle Müslüman toplum arasındaki güven krizini ve temsil savaşlarını ifşa eden çarpıcı bir mektup bıraktı.
ÖZEL HABER | Belçika Müslüman Temsil sisteminde derin kriz: “Demokratik katılım değil, güç siyaseti kazandı”
ÖZEL HABER | Belçika Müslüman Temsil sisteminde derin kriz: “Demokratik katılım değil, güç siyaseti kazandı”

ÖZEL HABER | Belçika Müslüman Temsil sisteminde derin kriz: “Demokratik katılım değil, güç siyaseti kazandı”

Yeni Müslüman Konseyi'nin başkanı Esma Uçan istifa etti. Ardında, devletle Müslüman toplum arasındaki güven krizini ve temsil savaşlarını ifşa eden çarpıcı bir mektup bıraktı.

Sistem çöktü mü, yeniden mi inşa ediliyor?

Belçika'da İslam toplumunun resmi temsili uzun süredir krizde. Eski Müslüman Yürütme Kurulu (Executieve van de Moslims), dış müdahaleler, yolsuzluk iddiaları ve radikalleşme şüpheleriyle sarsılmış, sonunda hükümet tarafından devre dışı bırakılmıştı. Onun yerine kurulan Müslüman Konseyi (Moslimraad) ise daha doğmadan bölünmelerle karşılaştı.

Son olarak Konsey’in başkanı Esma Uçan görevinden ayrıldı. Ancak bu bir istifa değil; devletin, Müslüman toplum üzerindeki müdahaleci yaklaşımına ve iç güç odaklarının direnişine karşı kaleme alınmış bir itiraz mektubu ile birlikte geldi. Uçan, mektubunda şu ifadeleri kullanıyor: “İronik bir şekilde, reform sürecini boykot eden ve hukuki yollardan engellemeye çalışan gruplar, bugün yine geleceği kontrol altına almaya çalışıyor. Üstelik bunu çabayla değil, siyasi manevralarla yapıyorlar.”

 

Genç lider, kısa ömürlü bir reformun başında

Henüz 31 yaşındaki Anvers doğumlu Esma Uçan, Adalet Bakanlığı tarafından 2023 yılında yeni kurulan Müslüman Konseyi’nin başına getirildi. Hedef netti:

  • İmam atamaları

  • Camilerin tanınması ve denetimi

  • İslam öğretmenlerinin görevlendirilmesi

  • Eğitim müfettişlerinin belirlenmesi

Ancak Konsey’in oluşumu, baştan itibaren Türk ve Fas kökenli bazı dini kuruluşların direnişiyle karşılaştı. Çünkü bu gruplar, daha önceki yürütmede etkili pozisyonlara sahipti.

 

Adalet Bakanı geri adım attı: Tanınma yok, süre uzatıldı

Yeni Konsey, ilk genel kurulunu Nisan 2024’te yaptı. Mayıs ayında ise yeni yönetim kurulu seçildi. Ancak hâlâ bu yönetim kamuoyuna açıklanmadı, Belçika Resmî Gazetesi’nde yayımlanmadı ve Konsey resmî statüsünü tam olarak kazanamadı.

Son darbeyi ise Adalet Bakanı Annelies Verlinden vurdu. Geçici tanınma statüsünü bir yıl daha uzatarak, Konsey’in resmen tanınmamasına karar verdi. Gerekçesi: "Toplumsal temsiliyetin ve şeffaflığın yetersizliği." Bu karar, hem Konsey içinde hayal kırıklığı oluşturdu hem de reformun arkasındaki siyasi kararlılığın sorgulanmasına yol açtı.

 

Sistemik sorun: Temsil kimin elinde?

Bugün Belçika’daki İslami cemaatlerin çoğu, Türk (Diyanet, Milli Görüş) ve Fas kökenli federasyonlar etrafında örgütlü. Yaklaşık 150 camiyi temsil eden Türk gruplar, reform sürecini başından beri boykot ediyor. Benzer bir tutum Limburg’daki Faslı camilerde de gözlemleniyor. Bu gruplar, daha önce Yürütme Kurulu içinde etkiliydi. Bu nedenle bazı uzmanlar, Bakan Verlinden’in Konsey’i resmen tanımama kararını, bu grupları yeniden masaya çekmek için alınmış “stratejik bir taviz” olarak yorumluyor. Hatta eski başkan Mehmet Üstün, kamuoyuna açık şekilde yeni Konsey’in tanınmaması için bakanlığa çağrıda bulunmuştu.

 

Uçan’dan son söz: “Çabanın değil, gücün siyaseti kazanıyor”

Esma Uçan, istifa mektubunda şu ifadeleri kullandı: “Verilen mesaj şu: emek, şeffaflık ve demokratik katılım, güç oyunlarının gerisinde kalıyor.” Uçan, açıkça eski sistemin yeniden sahneye çıktığını, reformcuların marjinalleştirildiğini ve devletin güç dengelerine teslim olduğunu ima ediyor.

 

Karşıt görüşler ve eleştiriler: Devletin rolü sorgulanıyor

Belçika’da laiklik ilkesi gereği dinî temsil organlarının bağımsızlığı esas alınsa da, devletin bu süreçteki yönlendirici rolü eleştiri alıyor. İslam uzmanı Michaël Privot, daha önce Konsey kurucuları arasında yer almış ve sürecin dış müdahalelerden arındırılması gerektiğini vurgulamıştı. “Eğer temsil sistemi yine eski grupların denetimine geçecekse, o zaman reform niye başlatıldı?”
 

Groen ve PTB gibi partiler, Bakan Verlinden’in kararını, “devletin tarafsızlık ilkesini ihlali” olarak değerlendirirken, N-VA ve MR, “temsiliyetin toplumsal zemin bulmadığı” gerekçesiyle kararı savunuyor.

 

Kriz nereye evrilir?

Bu gelişmeler, Belçika’daki Müslüman toplumun resmî temsilinin fiilen çöktüğünü, ve yeni bir çözüm bulunmazsa devletle cami toplulukları arasında kalıcı bir güven krizinin doğabileceğini gösteriyor.

Üstelik bu kriz, sadece temsil meselesi değil; aynı zamanda:

  • Radikalleşmeyle mücadele

  • İmamların eğitimi

  • Din öğretiminin denetlenmesi

  • Yabancı etkilerin sınırlandırılması gibi alanları da doğrudan etkiliyor.

Halil Uygun

Etiketler:





Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar