Brüksel’de 300 kişilik ‘Tencere-Tava’ Eylemi: “Gazze’deki açlığa karşı sessiz kalmayacağız”
İsrail’in Gazze’de uyguladığı abluka ve insani kriz nedeniyle Brüksel’in Ukkel semtindeki İsrail Büyükelçiliği önünde yaklaşık 300 kişi toplandı. Tencere, tava ve diğer mutfak eşyalarıyla gürültülü bir protesto düzenleyen kalabalık, Belçika hükümetini ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Birleşmiş Milletler (BM) de Gazze’deki insani durumun “felaket boyutuna ulaştığını” açıkladı.
Brüksel’de 300 kişilik ‘Tencere-Tava’ Eylemi: “Gazze’deki açlığa karşı sessiz kalmayacağız”
İsrail’in Gazze’de uyguladığı abluka ve insani kriz nedeniyle Brüksel’in Ukkel semtindeki İsrail Büyükelçiliği önünde yaklaşık 300 kişi toplandı. Tencere, tava ve diğer mutfak eşyalarıyla gürültülü bir protesto düzenleyen kalabalık, Belçika hükümetini ve uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Birleşmiş Milletler (BM) de Gazze’deki insani durumun “felaket boyutuna ulaştığını” açıkladı.
Eylemin Detayları
Brüksel’in Ukkel semtinde bulunan İsrail Büyükelçiliği önünde perşembe öğleden sonra toplanan yaklaşık 300 Filistin yanlısı gösterici, “Gazze’deki organize aç bırakma politikasını” kınadı.
Eylemciler, Fransızca, İngilizce ve Arapça sloganlar attı:
-
“Wij zijn allemaal kinderen van Gaza” (Hepimiz Gazze’nin çocuklarıyız)
-
“We stand with the Palestinians” (Filistinlilerle birlikteyiz)
Eylemcilerin çoğu boyunlarına Filistin kefiyesi taktı, bazıları ise Gazze’deki abluka ve bombardımanlara dikkat çeken dövizler taşıdı. Protestonun en dikkat çeken yönü ise kullanılan tencere, tava ve kaşıklarla çıkarılan yüksek sesli ritimler oldu.
Göstericiler Ne Dedi?
Eyleme katılan aktivistlerden Émilie, Brüksel’in merkezindeki Borsa Meydanı’nda düzenli olarak yapılan Filistin dayanışma eylemlerinin de katılımcısı: “Gazze’deki savaş durdurulmalı. Ama biz aynı zamanda kendi hükümetimize de sesleniyoruz. De Wever hükümetinden Filistin’i bir devlet olarak tanımasını ve İsrail’e yaptırım uygulamasını bekliyoruz.”
Bazı dövizlerde ve sloganlarda ise Belçikalı siyasi liderlere yönelik eleştiriler vardı. Özellikle MR Partisi lideri Georges-Louis Bouchez’nin İsrail’e verdiği destek hedef alındı: “Bir halk açlıktan ölürken artık ‘soykırım’ kelimesini kullanamayacak mıyız?” yazılı pankartlar dikkat çekti.
Polis ve Güvenlik Önlemleri
Gösteri, belediye izni olmadan yapıldı ancak herhangi bir taşkınlık ya da şiddet olayı yaşanmadı. Polis bölgeyi uzaktan gözetim altında tuttu, müdahaleye gerek kalmadı. Bu durum, 8 Nisan’daki olaylı protestoyla tezat oluşturdu. O tarihte yaklaşık 200 gösterici, barikatlar kurup yolları kapatmış, bazıları polis kordonunu aşmaya çalışmış ve küçük çaplı ateşler yakmıştı. Polis, o olayda kalabalığı dağıtmak için biber gazı ve tazyikli su kullanmıştı.
BM’den Sert Uyarı: “Felaket Boyutunda Açlık”
BM’nin son raporları ve açıklamaları, Brüksel’deki göstericilerin kaygılarını doğrular nitelikte.
-
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, bu hafta yaptığı açıklamada, Gazze’deki sivil halkın “insan eliyle oluşturulmuş bir felaketin eşiğinde” olduğunu söyledi.
-
BM Dünya Gıda Programı (WFP) ise Gazze’deki çocuk ölümlerinin arttığına dikkat çekti: “Nüfusun yüzde 80’i akut gıda güvensizliği yaşıyor. Çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle ölüyor. Bu, insanlık adına kabul edilemez bir durum.”
-
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de, Gazze’de uygulanan ablukanın “toplu cezalandırma” anlamına geldiğini belirterek, tüm taraflara uluslararası hukuka saygı çağrısı yaptı.
BM ayrıca üye ülkelere, İsrail’e silah ve teknoloji satışlarını gözden geçirme ve acilen insani yardım koridorları açma çağrısı yaptı.
Sonraki Adımlar
Organizatörler, haftalık gösterilere devam edeceklerini duyurdu.
Önümüzdeki hafta Brüksel’in merkezinde geniş katılımlı bir yürüyüş planlanıyor.
Sivil toplum temsilcileri, belediye yönetimleriyle iletişim kurarak daha büyük ve izinli mitingler düzenlemeyi hedefliyor.
Ukkel’deki “tencere-tava protestosu”, Belçika’da Filistin’le dayanışma hareketinin canlılığını bir kez daha ortaya koydu.
Gösteri, Gazze’deki duruma dikkat çekmekle kalmadı; aynı zamanda BM’nin de altını çizdiği gibi, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi gerektiğini hatırlatan bir uyarı niteliği taşıdı.
Halil Uygun
