Flamanlar arasında yalnızlık yüksek genç yetişkinlerde oran yüzde 60'a yaklaşıyor
Flaman halkının neredeyse yüzde 40'ı yalnızlık hissi yaşarken, genç yetişkinler arasında bu oran yüzde 57'ye çıkıyor. Yalnızlık hissi, en çok 18-24 yaş arasındaki bireylerde yaygınken, 75 yaş üstü grupta bu oran daha düşük. Araştırmacılar, günlük temasların yalnızlıkla mücadelede önemli bir etken olduğunu vurguluyor.
Flamanlar arasında yalnızlık yüksek genç yetişkinlerde oran yüzde 60'a yaklaşıyor
Flaman halkının neredeyse yüzde 40'ı yalnızlık hissi yaşarken, genç yetişkinler arasında bu oran yüzde 57'ye çıkıyor. Yalnızlık hissi, en çok 18-24 yaş arasındaki bireylerde yaygınken, 75 yaş üstü grupta bu oran daha düşük. Araştırmacılar, günlük temasların yalnızlıkla mücadelede önemli bir etken olduğunu vurguluyor.
Flaman halkının neredeyse yüzde 40'ı yalnızlık hissi yaşarken, genç yetişkinlerde bu oran daha da yüksek. 2024 yılında KU Leuven, Thomas More ve VUB tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre, Flaman yetişkinlerin yüzde 37'si kendini yalnız hissederken, bu oran 18-24 yaş arasındaki genç yetişkinler arasında yüzde 57'ye kadar çıkmaktadır.
Yalnızlık, özellikle genç yetişkinler arasında yaygındır. Bu yaş grubunun yaklaşık yüzde 60'ı bazen veya sık sık yalnız hissederken, 75 yaş üstü yaşlılar arasında yalnızlık hissi oranı yüzde 35 civarındadır. En az yalnızlık hissi ise 55-74 yaş arasındaki bireylerde gözlemlenmiştir.
Çoğu durumda (yüzde 80) yalnızlık hissi kısa süreli olup, genellikle birkaç gün sürmektedir. Ancak yüzde 12'lik bir kesim, yalnızlık duygusunun birkaç ay ya da daha uzun süre devam ettiğini belirtmektedir. Ankete katılan 3,756 kişiden yüzde 6'sı ise kendini sık sık yalnız hissettiğini ifade etmiştir.
Yalnızlıkla mücadelede günlük sosyal temasların önemli bir rolü olduğu ortaya çıkmıştır. Örneğin, komşuları veya tanıdıklarıyla iyi iletişim kuran kişilerin yalnızlık hissi yaşama olasılığı daha düşüktür. Haftada bir kez komşularıyla selamlaşan bireylerin neredeyse yüzde 70'i kendini hiç yalnız hissetmediklerini belirtirken, komşularla teması zayıf olarak değerlendiren katılımcıların yüzde 53'ü yalnızlık hissi yaşadıklarını ifade etmiştir. Araştırmacılar, bu nedenle mahallelerdeki sosyal bağlılık ve uyumu teşvik eden ortamların yaratılması gerektiğine dikkat çekiyor.
KU Leuven HIVA Enstitüsü'nden Profesör Tine Van Regenmortel, yalnızlığın büyük bir sosyal etkisi olduğunu, ancak yalnızlık duygularını aşırı şekilde olumsuzlamamamız gerektiğini belirtiyor. Van Regenmortel, “Herkes bazen yalnız hisseder ve ankete katılanların yüzde 80'i yalnızlık duygularının birkaç gün içinde geçtiğini belirtmiştir. Ancak bu duygular uzun sürdüğünde ve yoğun olduğunda yardım almak önemlidir” diyor.
Günlük sosyal temasların yanı sıra, yakın aile ve arkadaş ilişkileri de yalnızlık hissinin azalmasında önemli rol oynamaktadır. Ankete katılanların yüzde 3'ü, mahrem veya kişisel meselelerini konuşacak kimseye sahip olmadığını ifade etmiştir.
Halil Uygun