Belçika’da Gazze için olağanüstü toplantı çağrısı: “Daha Güçlü ve Net Bir Tutum Şart”


Gazze’deki insani felaket büyürken, Belçika’da siyasi partiler hükümetin sessizliğini eleştiriyor. CD&V ve Vooruit, sadece Meclis’in değil, federal bakanlar kurulunun da yaz tatilinde toplanarak Gazze için somut adımlar atmasını talep etti. Avrupa'da ise Filistin devletinin tanınması yönünde artan bir diplomatik ivme söz konusu.
Belçika’da Gazze için olağanüstü toplantı çağrısı: “Daha Güçlü ve Net Bir Tutum Şart”
Belçika’da Gazze için olağanüstü toplantı çağrısı: “Daha Güçlü ve Net Bir Tutum Şart”

Belçika’da Gazze için olağanüstü toplantı çağrısı: “Daha Güçlü ve Net Bir Tutum Şart”

Gazze’deki insani felaket büyürken, Belçika’da siyasi partiler hükümetin sessizliğini eleştiriyor. CD&V ve Vooruit, sadece Meclis’in değil, federal bakanlar kurulunun da yaz tatilinde toplanarak Gazze için somut adımlar atmasını talep etti. Avrupa'da ise Filistin devletinin tanınması yönünde artan bir diplomatik ivme söz konusu.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik askeri operasyonlarının yol açtığı insani kriz, Avrupa’da siyasi dengeleri sarsmaya devam ediyor. Belçika’da ise hükümetin bu konuda daha belirgin bir tavır alması yönünde baskılar artıyor. Koalisyon ortaklarından CD&V ve Vooruit, sadece Meclis’te değil, federal hükümet nezdinde de somut adımların atılması gerektiğini savunarak, bakanlar kurulunun yaz tatilinde olağanüstü toplanmasını talep etti.

Avrupa’da “Filistin’i Tanıma” Dalgası

Belçika’daki çağrının arka planında, Avrupa’da art arda gelen güçlü diplomatik çıkışlar var. Özellikle 2024’ün ortalarında İspanya, İrlanda ve Norveç, Filistin devletini resmen tanıyarak, AB içinde yeni bir süreci başlattı.

  • İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, tanıma kararını açıklarken, “Filistin halkının kendi devletine sahip olma hakkı vardır. Bu adım barışa katkıdır.” ifadelerini kullandı.

  • Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ise, “Bu bir sembol değil, uluslararası hukukun gereğidir.” dedi.

Bu gelişmelerin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer da, Filistin’in tanınmasının gündemlerinde olduğunu kamuoyuna duyurdu. Macron, İsrail’in saldırılarında “orantısız güç kullanıldığını” belirtirken, Starmer “iki devletli çözümün aciliyetini” vurguladı. Bu açıklamalar, AB içinde İsrail-Filistin çatışmasına dair geleneksel diplomatik çizgilerin değişmeye başladığını gösteriyor. Bu kapsamda Belçika üzerindeki diplomatik ve toplumsal baskı da giderek artıyor.

Belçika’da Gergin Sessizlik: “Bakanlar Kurulu Toplanmalı”

Belçika’da hükümet kanadı ise henüz net bir adım atmış değil. Ancak özellikle federal koalisyon ortaklarından gelen çağrılar bu durumu değiştirebilir. CD&V Meclis Grup Başkanı Nawal Farih, yazılı açıklamasında yalnızca Meclis Dış İlişkiler Komisyonu’nun toplanmasının yetersiz olacağını belirterek şunları söyledi: “Bu komisyon sadece bir duyum oturumu yapacak. Ancak bu mesele acil ve derin. Federal hükümetin bu konuda pozisyon belirlemesi ve harekete geçmesi gerekiyor.”

Vooruit Partisi lideri Conner Rousseau da, yaz tatiline rağmen hem Meclis’in hem de hükümetin bir araya gelmesini istediğini belirtti: “Gazze’de açıkça bir soykırım yaşanıyor. Bu sessizlik daha fazla sürdürülemez. İnsanlık, siyasi denge hesaplarının önüne geçmeli.”

N-VA'dan Cevap Bekleniyor

Belçika Meclisi yaz tatili nedeniyle kapalı olsa da, olağanüstü durumlarda komisyon toplantısı ve hükümet oturumu düzenlenebiliyor. CD&V ve Vooruit’in çağrısına N-VA henüz yanıt vermiş değil. N-VA’nın geçmişte İsrail’e yönelik eleştirilerde çekingen bir tutum takınması, sürecin seyrini etkileyebilecek önemli bir unsur olarak görülüyor.

Groen: En Azından Komisyon Toplanmalı

Öte yandan, Yeşiller’den Groen partisi ise daha önce Dış İlişkiler Komisyonu’nun tatilde bile olsa acilen toplanması gerektiğini savunmuştu. Groen’in bu çağrısı, CD&V ve Vooruit tarafından da destekleniyor. Ancak bu partiler bunun bir başlangıç olması gerektiğini ve karar alma gücü olan icracı organların da devreye girmesini istiyor.

Birleşmiş Milletler: “Gazze’de İnsanlık Suçu İşleniyor”

Birleşmiş Milletler de Gazze’deki durumu her geçen gün daha sert ifadelerle tanımlıyor. BM Genel Sekreteri António Guterres, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Gazze’de yaşananlar, vicdanı olan herkesin görmesi gereken bir trajedi. Derhal ateşkes sağlanmalı ve insani yardımlar engellenmemelidir.” BM İnsan Hakları Konseyi de, İsrail’in sivillere yönelik saldırılarını “muhtemel savaş suçu” ve “etnik temizlik riski” olarak tanımladı. Bu açıklamalar, uluslararası hukuka dair endişelerin arttığını gösteriyor.

Belçika Ne Yapacak?

Belçika, geçmişte Filistin meselesinde diplomatik denge gözetmeye çalışsa da, AB'de oluşan yeni tablo karşısında bir yol ayrımında. Filistin'i tanıyan ülkelerin sayısı artarken ve uluslararası toplum net tutum alırken, Brüksel’in bu sürece nasıl katılacağı dikkatle izleniyor. Belçikalı insan hakları kuruluşları, STK’lar ve diaspora temsilcileri de hükümete çağrıda bulunarak, “İsrail’e silah satışının durdurulması, diplomatik baskı artırılması ve Filistin’in tanınması” yönünde adımlar atılmasını istiyor.

İşte Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin bazıları ve tanıma tarihleriyle birlikte güncel ve kronolojik olarak hazırlanmış liste. Bu liste özellikle Avrupa bağlamında önemli ülkeleri içeriyor; ayrıca Latin Amerika, Asya ve Afrika’dan örnekler de eklenmiştir. Son gelişmelerle birlikte diplomatik eğilim net şekilde gözlemlenebilmektedir:

Filistin Devleti’ni Tanıyan Ülkeler ve Tarihleri (Seçilmiş Liste)

Ülke

Tanıma Tarihi

Notlar

İspanya ?

28 Mayıs 2024

Başbakan Pedro Sánchez’in liderliğinde tanındı.

İrlanda ?

28 Mayıs 2024

İspanya ve Norveç ile eş zamanlı olarak tanıdı.

Norveç ?

28 Mayıs 2024

İsveç’ten sonra ikinci İskandinav ülkesi olarak tanıdı.

İsveç ?

30 Ekim 2014

AB içinde Filistin’i ilk tanıyan ülke oldu.

Polonya ?

14 Aralık 1988

Soğuk Savaş döneminde tanıyan Doğu Avrupa ülkelerindendir.

Çekya (eski Çekoslovakya)

18 Kasım 1988

Tanıma kararı Çekoslovakya dönemine aittir.

Macaristan ?

23 Kasım 1988

Eski sosyalist blok ülkeleri arasında yer alır.

Slovakya ?

18 Kasım 1988

Çekoslovakya’nın dağılmasından sonra tanımayı sürdürdü.

Romanya ?

9 Kasım 1988

Erken tanıyan Doğu Avrupa ülkelerinden.

Bulgaristan ?

15 Kasım 1988

Filistin Kurtuluş Örgütü’yle yakın ilişki içindeydi.

Kıbrıs Rum Kesimi ?

15 Kasım 1988

AB üyeliğine rağmen Filistin’i tanımış ülkelerden.

Türkiye ?

15 Kasım 1988

Filistin devletini ilk tanıyan ülkelerden biridir.

Yunanistan ?

1988 (dolaylı olarak)

Resmî tanıma sınırlı ama destekleyici tutumda.

Rusya ?

18 Kasım 1988

Sovyetler Birliği'nin devamı olarak tanımayı sürdürdü.

Çin ?

20 Kasım 1988

Tanıyan ilk büyük güçlerden biri.

Hindistan ?

25 Ekim 1988

Uzun süredir Filistin’in bağımsızlık hakkını destekliyor.

Endonezya ?

19 Kasım 1988

Tanımaya en erken katılan Asya ülkelerinden.

Brezilya ?

3 Aralık 2010

Lula da Silva döneminde tanındı.

Arjantin ?

6 Aralık 2010

Güney Amerika'da Filistin’i tanıyan ilk ülkelerden biri.

Şili ?

7 Ocak 2011

Latin Amerika'daki tanıma dalgasının parçası.

Güney Afrika ?

15 Şubat 1995

Mandela yönetimi döneminde tanındı.

Cezayir , Mısır, Tunus , Fas ?

1988–1990 arası

İlk tanıyan Arap ülkeleri arasında yer alıyorlar.

Halil Uygun

 

 

Etiketler:





Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar