Aile birleşimine getirilen yeni kısıtlamalar insan hakları riski taşıyor
Federal Göç Merkezi Myria, Belçika'nın aile birleşimine ilişkin "kriz önlemleri"nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal edebileceği uyarısında bulundu.
Aile birleşimine getirilen yeni kısıtlamalar insan hakları riski taşıyor
Federal Göç Merkezi Myria, Belçika'nın aile birleşimine ilişkin "kriz önlemleri"nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal edebileceği uyarısında bulundu.
Myria'dan uyarı: Kriz önlemleri insan haklarını ihlal edebilir
Federal Göç Merkezi Myria, Paskalya Anlaşması kapsamında aile birleşimine getirilen "kriz önlemleri"nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olabileceği konusunda hükümeti uyardı.
Aile birleşimi, göçmenlerin Belçika’ya gelişinde başlıca yollardan biri olmaya devam ediyor. Ülkede yaşayan Belçikalı olmayan en büyük grup, burada hali hazırda bulunan kişilerin eşleri, çocukları ya da ebeveynlerinden oluşuyor. Ancak İltica ve Göç Bakanı Anneleen Van Bossuyt (N-VA), bu akışı durdurmak istiyor. “Bazıları için kolay bir mesaj değil ama bu akın azalmalı. Toplumumuz artık buna katlanamıyor,” dedi.
Ancak bağımsız federal kurum Myria, Bakan Van Bossuyt’un bu politikayı uygularken mültecilerin ailelerinden koparılması gibi insani boyutları göz ardı ettiğini vurguluyor. Kuruma göre, uluslararası koruma statüsüne sahip kişilerin bir kısmı ailelerini fiilen yeniden bir araya getiremeyecek.
Myria, bakanlığa gönderdiği uyarı mektubunda, bu tedbirlerin alınması durumunda hükümetin AİHS’nin “aile yaşamına saygı hakkı” gibi temel ilkelerini ihlal edebileceğini belirtti.
Geçim koşulları ağırlaşıyor
Myria'nın aile birleşimi uzmanı Astrid Declercq, mültecilerin, Kanada’dan ailesini getirmek isteyen bir profesörle aynı ekonomik koşullara sahip olmasının beklenemeyeceğini söylüyor. Mevcut düzenlemeler giderek daha katı hale gelirken, Belçika’da yaşayan kişinin “yeterli, düzenli ve istikrarlı gelir” sahibi olması zorunlu tutuluyor. Bu gelir, net asgari yaşam gelirinin yüzde 110’u oranında belirlenirken, her ilave aile ferdi için bu miktar yüzde 10 oranında artırılıyor.
Myria'nın hesaplarına göre, eşini ve iki çocuğunu Belçika’ya getirmek isteyen bir bireyin net aylık 2.745 euro gelir elde etmesi gerekiyor. Declercq, “Bu, mülteciler için gerçekçi değil. Çoğu hala Hollandaca öğreniyor ve başlangıçta düşük ücretli ya da geçici işlerde çalışıyor,” diyerek eleştirilerini dile getiriyor. “Hatta bu gelir düzeyi birçok Belçikalı için bile yüksek.”
Avrupa kuralları yeterince esnetilmiyor
Bakan Van Bossuyt, sıkılaştırmaların AB hukukuna uygun olduğunu savunuyor. Declercq ise Avrupa düzenlemelerinin, mültecilere daha esnek uygulamalar ve “telafi edici önlemler” getirilmesini öngördüğünü belirtiyor. Örneğin, daha önce mültecilere, gelir şartı gibi koşullardan bir yıl muafiyet tanınıyordu. Yeni düzenlemeyle bu süre altı aya indirildi.
Avrupa Komisyonu bu sürenin en az üç ay olması gerektiğini belirtiyor. Hollanda bu süreyi uygularken, başvuruların hemen yapılabildiğini ifade eden Declercq, “Belçika ise mültecilerin, geldikleri ülkedeki en yakın Belçika büyükelçiliğine başvurmalarını şart koşuyor. Bu da ciddi bir zaman kaybına yol açıyor,” diyor.
İkincil koruma altındakilere daha ağır kurallar
Yeni düzenlemelerle “ikincil koruma” statüsüne sahip kişiler için kurallar daha da sıkılaşıyor. Bu kişiler, mülteci olarak tanınmasalar da ülkelerine dönmeleri halinde ciddi risk altındalar. Refakatsiz çocuklar hariç, artık bu kişilerin aile birleşimi başvurusunda bulunabilmeleri için iki yıl beklemeleri ve gelir şartlarını derhal karşılamaları gerekecek.
Declercq, bu düzenlemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava konusu olabileceğini belirtiyor. Zira başka AB ülkelerinde de ikincil koruma altındakiler benzer düzenlemelere karşı mahkemeye başvurdu.
Halil Uygun
