Flemenkçe konuşmayan öğrenci sayısı iki katından fazla arttı
Son on yılda, evde Flemenkçe konuşmayan yükseköğrenim öğrencilerinin oranı yüzde 5,2'den yüzde 10,4'e yükseldi. N-VA, dil yeterliliğinin eğitim başarısındaki rolüne dikkat çekerek önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
Flemenkçe konuşmayan öğrenci sayısı iki katından fazla arttı
Son on yılda, evde Flemenkçe konuşmayan yükseköğrenim öğrencilerinin oranı yüzde 5,2'den yüzde 10,4'e yükseldi. N-VA, dil yeterliliğinin eğitim başarısındaki rolüne dikkat çekerek önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
Evde Flemenkçe konuşmayan yükseköğrenim öğrencilerinin sayısı, son on yılda iki kattan fazla artış gösterdi. Bu veriler, N-VA Milletvekili Tom Seurs’un, Eğitim Bakanı Zuhal Demir’den (N-VA) talep ettiği istatistiklere dayanıyor.
2014-2015 akademik yılında, toplam 223.817 öğrenciden 11.620’si (yüzde 5,2) evde Flemenkçe konuşmazken, 2022-2023 akademik yılında bu sayı 269.804 öğrenciden 28.098’e (%10,4) yükseldi. Zorunlu eğitimde olduğu gibi yükseköğrenimde de ana dili Flemenkçe olmayan öğrencilerin oranı giderek artıyor.
N-VA, ana dili farklı olan öğrencilerin, Flemenkçe anadilini konuşan öğrencilere kıyasla daha düşük eğitim sertifikası aldığını belirtiyor. Verilere göre, ana dili Flemenkçe olan öğrencilerin yaklaşık yüzde 60’ı mezuniyet sertifikası alırken, bu oran anadili farklı olan öğrencilerde yüzde 40’ın biraz altında kalıyor.
N-VA Milletvekili Tom Seurs, bu istatistiklerin yükseköğrenimde iyi derecede Flemenkçe bilmenin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti. Seurs, "Belirli dersler için telafi kurslarıyla desteklenen zorunlu başlangıç testleri gibi girişimlere hala büyük ihtiyaç var" dedi.
Ayrıca, Seurs ebeveynlerin de çocuklarının dil gelişiminde önemli bir sorumluluk taşıdığına dikkat çekti. "Evde Flemenkçe konuşarak çocukların dil yeterliliği geliştirilebilir. Koalisyon sözleşmesinde öngörüldüğü gibi, okulları bir dil motoru haline getirmenin tam zamanı" diye ekledi.
Bu veriler, eğitimde dil yeterliliğinin kritik bir faktör olduğunu ve bu konuda daha fazla önlem alınması gerektiğini gösteriyor.
Halil Uygun