Dedecker’den Başbakan De Wever’e Gazze eleştirisi: “Boetsja’da gözyaşı döken, Gazze’yi görmezden gelemez”
Bağımsız milletvekili ve Middelkerke Belediye Başkanı Jean-Marie Dedecker, Gazze’de süregelen şiddet karşısında Flaman milliyetçisi N-VA Partisi’nin ve özellikle Başbakan Bart De Wever’in sessizliğini sert sözlerle eleştirdi. Dedecker, ülkenin artık tarafsız kalamayacağını ve açık bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı.
Dedecker’den Başbakan De Wever’e Gazze eleştirisi: “Boetsja’da gözyaşı döken, Gazze’yi görmezden gelemez”
Bağımsız milletvekili ve Middelkerke Belediye Başkanı Jean-Marie Dedecker, Gazze’de süregelen şiddet karşısında Flaman milliyetçisi N-VA Partisi’nin ve özellikle Başbakan Bart De Wever’in sessizliğini sert sözlerle eleştirdi. Dedecker, ülkenin artık tarafsız kalamayacağını ve açık bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları ve Filistin’de yaşanan insani kriz, Belçika'da da siyasi tartışmaların merkezine oturdu. Özellikle N-VA’nın “daha dengeli bir pozisyon arayışı” içinde olması, partinin eski mensubu Jean-Marie Dedecker’in tepkisini çekti.
“Apartheid Rejimini Gördüm”
Jean-Marie Dedecker, Gazze'yi geçmişte defalarca ziyaret ettiğini belirterek, İsrail’in politikalarını sert sözlerle eleştirdi: “Orada bulunmuş biriyim. Gazze’de yaşananlar insanlık dışı. İsrail’in, Übermenschen ve Untermenschen ayrımını dayattığı bir apartheid (ayrımcılık) rejimi kurduğunu bizzat gördüm. Uluslararası toplum bu tablo karşısında korkakça davranıyor.”
Dedecker, bu sessizliğin Belçika gibi bir ülke için kabul edilemez olduğunu ifade etti ve Başbakan Bart De Wever’e yüklendi: “Boetsja’da gözyaşı döküp, Gazze’de yaşananlara sırt dönemezsiniz. Seçici bir vicdanla insani değerler korunamaz. Ülke olarak artık net bir tavır almalıyız.”
“İki Devletli Çözüm ve Ekonomik Boykot Şart”
Dedecker, çözüm olarak İsrail’e yönelik ekonomik yaptırımların uygulanması ve iki devletli çözüm sürecine açık destek verilmesi gerektiğini savundu. Güney Afrika örneğini hatırlatarak, ekonomik baskının siyasi dönüşüm yaratabileceğini öne sürdü. Ayrıca Avrupa’nın Gazze konusundaki tutarsız tutumuna da değinen Dedecker, Almanya’nın tarihsel suçluluk duygusuyla hareket ettiğini, ancak bu gerekçeyle suskun kalmanın artık kabul edilemeyeceğini söyledi: “Artık 'Wir haben das nicht gewusst' diyemeyiz. İsrail’in Gazze’yi bir toplama kampına dönüştürdüğü bir çağda yaşıyoruz. Açlık, bombardıman ve etnik temizlik orada günlük yaşamın gerçeği.”
Federal Parlamento Ne Yapacak?
Federal hükümetin İsrail-Filistin meselesine dair yeni bir karar tasarısı üzerinde çalıştığı iddia ediliyor. Ancak Dedecker, bu girişimi yetersiz buluyor: “Karar tasarısı parlamentoyu tatmin etmek için. Michaël Freilich gibi isimlerle masaya oturmak, serçe kolonisine şahin salmak gibidir. Gerçek çözüm için hükümetin kendisi açık bir pozisyon almalı.”
De Wever’in Kardeşinden Eleştiri: “Gerçeği Kabul Etmemesi Üzücü”
Tarihi bir perspektifle yaklaşan ve Başbakan Bart De Wever’in kardeşi olan akademisyen Bruno De Wever de eleştirisini sakınmadı. Bruno De Wever: “Bart’ın gerçeği hâlâ kabul etmemesi üzüntü verici. Bir Flaman milliyetçisi lider olarak halkına dürüst olmak zorunda. Uluslararası kuruluşlar bu durumu soykırım olarak tanımlıyor. Bu bir jeopolitik mesele değil, insanlık meselesi.”
Analiz: Belçika'da "Seçici Vicdan" Tartışması Derinleşiyor
Bu çıkışlar, Belçika siyasetinde son dönemde sıkça dile getirilen “seçici öfke” eleştirilerini yeniden gündeme getirdi. Boetsja'da savaş suçlarına karşı gösterilen hassasiyet ile Gazze’deki sivil kayıplara karşı sessizlik arasındaki çelişki, özellikle genç kuşaklar ve insan hakları savunucuları arasında ciddi rahatsızlığa neden oluyor. Dedecker’in sert sözleri ve Bruno De Wever’in akademik itirazları, bu ikiyüzlülüğe karşı artan kamuoyu baskısının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Halil Uygun
